Van’da büyük bir farkla seçimleri kaybetmesine rağmen, mazbatanın kendisine verilmesi için girişimlerde bulunması ile büyük tepki çeken AKP Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı Abdulahat Arvas, Vanlı kimi gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulundu. Gazeteciler ise buna sert tepki göstererek Arvas’ın yenilgiyi hazmedemediği için faturayı kendilerine çıkartmak istediğine dikkat çekerek, Arvas’ın AKP’nin Van yenilgisinin en büyük sebebi olduğunu kaydettiler.

AJANS65 TV - 31 Mart seçimlerinde büyük bir farkla seçimleri kaybetmesine rağmen mazbatanın Dem Parti adayı Abdullah Zeydan yerine kendisine verilmesi talebiyle İl Seçim Kuruluna başvuran Arvas, eleştirel haber yapan kimi Vanlı gazetecilerden şikayetçi oldu. Van Emniyet Müdürlüğü’ne giderek ifade veren Gazetecilerden Necdet Tam ve Oktay Candemir, Arvas’ın seçim yenilgisinin faturasını gazetecilere kesmek istediğini söylediler.

‘KAYBIN HAZIMSIZLIĞIDIR’

Yazdığı köşe yazısının neredeyse her satırının Arvas tarafından dava konusu yapılmasına sert tepki gösteren gazeteci Necdet Tam, Arvas’ın girişimini, “KAYBIN HAZIMSIZLIĞIDIR” şeklinde özetledi. Tam, “Ne yapacağını bilmiyor!” diyerek şu açıklamalarda bulundu:

“Bu güne kadar yüzlerce yazı, binlerce haber yaptım. Birçok siyasi parti ve seçilmişini eleştirdim. Bu dende ne yaptığını bilmeyen bir siyasetçi ilkkez görüyorum. Sanırım rakibine farkla yenilmenin öfkesiyle ne yaptığını bilmiyor veya biliyor mazbata rezaletini örtbas etmek üzere faturayı kendisini eleştiren biz gazetecilere kesmeye çalışıyor. Maalesef bizi dava etmesi de kaybının telafisi olmayacak. Netice de ben gazeteci  olarak Van’da gururla gezebiliyor, insanlarla iç içeyim.  

Peki bizi hizaya getirmeye çalışan Arvas, bunu yapabiliyor mu yaptığı kumpastan sonra?”

‘KAMU PERSONELİ OLDUĞUNU SÖYLEYOR, HANGİ KURUMDA ÇALIŞIYOR?’

Kendilerine yönelik yapılan suç duyurusunda Arvas’ın kendisini kamu personeli olduğunu hatırlatan Tam, “Yapmış olduğu suç duyurusunda kamu personeli olduğunu iddia ederek bizlerin kendisinin kişilik haklarına saldırdığımızı düşünmektedir. Hangi kurumda çalışmış, nereden istifa etmiş ki kamu personeli olduğunu iddia ediyor. Oysa kendisini bir siyasetçi ve bizlerde siyasetçi kimliğine geçmişten bu yana yapmış ne yaptığı üzerine bir takım eleştirilerde bulunmuştuk. Tuhaf olan bu adamın kendisini siyaset yaparken yanlışlarını ifade eden gazetecileri hukuk yolu ile dizginlemeye çalışıyor olması” ifadelerini kullandı.

‘AMAÇ GAZETECİLERİ HİZAYA ÇEKİP AYAR VERMEKTİR’

Arvas’ın gazetecileri hakkında suç duyurusunda bulunmasının ne anlama geldiğine ilişkin de açıklamalarda bulunan Tam, “Tabiki amacı burada gazetecileri hizaya çekip ayar vermek. Susturmaya çalışmak kaybının enkazını birine yıkmak. Bunun için de ilk yol aklınca bizleri hesaba çekmek! Eğer biz gazeteciler siyasetçileri eleştirmeyecek, konuşmayacaksak bu mesleğin anlamı nedir? Nerede kalıyor kamu denetçisi görevi?” şeklinde konuştu.

‘ELEŞTİRMENİN SALDIRGANLIK OLDUĞU NEREDE GÖRÜLMÜŞ?’

Tam, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“Nerede görülmüş siyasetçileri eleştirmenin saldırganlık olduğu, böyle bir saçmalık mı var? Bu resmen akıl tutulmasıdır. Ne yaptığını bilmemezliktir. Eleştiriye tahammül etmeyecekseniz sizinle hem fikir olmayanların fikirlerini saldırganlık olarak değerlendirecekseniz kusura bakmayın siz bu işi yapmayacaksınız?

Özetle belirtmek gerekirse, AKP’nin Van adayı mazbata rezaleti ve sessizliği ile AKP İl Yönetimi başta olmak üzere sonradan bu partide siyaset yapacak olan birçok kişiye zarar verdi. Van gibi kozmopolitik bir şehirde 14 belediyenin tamamı Abdulahat Arvas’ın yüzünden kaybedildi. İl yönetimi başta olmak üzere tek bir sorumlu, tek bir istifa ve özelleştiri yapan bir siyasetçi yok. Basını susturmak tabiki başvuracakları ilk yöntem olur. Kimse burnundan kıl aldırmıyor. Yazık!”

‘AKP'Lİ SİYASETÇİ VE YÖNETİCİLER İÇİN EN İYİ GAZETECİ YANDAŞ OLAN GAZETECİDİR’

Arvas tarafından dava edilen gazetecilerden bir tanesi de Gazeteci Oktay Candemir oldu. Van Emniyet Müdürlüğüne giderek ifade veren Candemir yaşananlara ilişkin yaptığı açıklamada, “AKP'li siyasetçi ve yöneticiler için en iyi gazeteci yandaş olan gazetecidir. Eğer yandaş değilse bu seferde susan, yazmayan gazeteci makuldür mantığıyla hareket ediyorlar” ifadelerini kullandı.

Muhalif gazetecilere yönelik de değirlendirmelerde bulunan Candemir, “Bu çerçevenin dışında kalan muhalif, demokrat gazeteciler ise her zaman iktidarın hedefindedir. AKP'nin Van şubesi de haliyle partisinin politikaları doğrultusunda hareket ediyor ve yerel gazetecileri hedef alıyor. Bilindiği gibi önce yerel medyayı basın ilan kurumuna belirli ücretler karşılığında bağlayarak kontrol altına aldılar. Kontrol altına alamadıkları gazetecileri de yargı sopasıyla paralize etmek istiyorlar. Bunun için de çok ciddi bir çaba sarfediyorlar” tespitlerinde bulundu.

‘MAZBATAYI ALAMAYINCA FATURAYI GAZETECİLERE KESTİ’

Candemir şu ifadeleri kullandı:

“Son olarak Van büyükşehir belediye seçimlerini farklı biçimde kaybeden Abdulahat Arvas'ta halkın gelişen tepkisi nedeniyle mazbatayı alamayınca faturayı gazetecilere kesmeye başladı. Van'da benimde aralarında bulunduğu gazeteciler hakkında seçimden önce yazdıklarımız için şikayetçi oldu. Kendisini kamu görevlisi olarak atfediyor ve  bizim de kamu görevlisine hakaret ettiğimizi iddia ediyor. Oysa ki Arvas'ın herhangi bir kamu görevi bulunmuyor. Kendisi bir siyasetçidir ve en sert eleştirilerle karşılaşması gayet doğaldır. Kamuya açık bir iş yapıyorsanız elbette eleştirileceksiniz. Bu eleştirilerin dozajı bazen çok sertte olabilir. Aslında bana açılan soruşturmada Savcılığın, Arvas'ın kamu görevlisi olup olmadığını araştırmadan 'Kamu görevlisine hakaret' suçlamasıyla soruşturma başlatması da dikkatimi çeken bir husus. Ya da Arvas, siyasi nüfuzünü kullanarak yargıyı baskı altına almak suretiyle bu soruşturmaların açılmasını sağlıyor. Netice itibariyle bu tür baskılara rağmen gazeteciler olarak susmayacağız ve hakikatleri şartlar ne olursa olsun yazmaya devam edeceğiz.”

‘GAZETECİLERİN YAZDIKLARI VE SÖYLEDİKLERİ TOPLUM YARARINADIR’

Arvas tarafından gazetecilerin şikayet edilmesine yönelik olarak açıklamalarda bulunan Dicle Fırat Gazeteciler Cemiyeti Van Temsilcisi Adnan Bilen de Arvas’ın bu tutumuna sert tepki gösterenler arasında. Bilen, “Gazeteci arkadaşlarımızın yazdıkları ve söyledikleri eksiktir, fazla değildir. Toplumun iradesini gasp etmeye çalışan bir kişi hakkında söylenenler, toplum yararınadır. Gazeteci arkadaşlarımızın, Van’daki halkın ortaya koyduğu iradeyi gasp etmeye yeltenen bir kişi için söyledikleri tam da toplum yararıdır” dedi.

‘DAVA AÇACAĞINA TOPLUMDAN ÖZÜR DİLEMELİ’

Gazeteci Adnan Bilen şu ifadeleri kullandı:

“AKP adayı, gazeteciler hakkında dava açacağına, bu toplumdan özür dilemesi gerekiyor. Sanırım bu toplumda sadece gazetecileri savunmasız gördüğü için böyle bir yola başvurmuştur. Bilinmelidir ki arkadaşlarımız yalnız değildir. Keşke Arvas, gazetecilere böyle saldırıp, dava açacağına; sonsuza kadar boynuna asılı olarak duracak olan ‘gaspçı’ imajını silmek için çabalasa. Ama Arvas işin en kolayı olanı seçip arkadaşlarımıza dava açma yoluna başvurmuştur. Gazeteciye dava açtığından alnına sonsuza kadar yapışmış olan bu imajı silinecek mi zannediyor? Hiç merak etmesin Arvas, sadece yaşadığı süre boyunca değil öldüğünde bile bu sıfatla anılmaya devam edecek. Tepkimi böyle dile getirmemin en temel nedeni de arkadaşlarımızın eksik bıraktığı yerleri az da olsa doldurma maksatlıdır. Dava açtığı gazeteciler toplum nezdinde ve vicdanında en güzel yerde anılacak ama Arvas için aynı şeyleri söyleyemem.”

‘ARVAS’IN KAMU GÖREVLİSİ OLARAK TANIMLANMASI MÜMKÜN DEĞİL’

Arvas’ın, kendisi hakkında haber yapan gazetecilere yönelik dava açması ve kendisini kamu görevlisi olarak tanıtmasına yönelik sorularımızı cevaplandıran Van Barosuna kayıtlı Avukat Ümit Avcı ise “Kamu görevlisi” tanımına bakılması gerektiğini, bu kavarama ilişkin anayasada ve idari kanunda kimi tespitlerin bulunduğunu, aynı şekilde ceza kanunda da kimlerin kamu görevlisi olduğuna ilişkin tespitlere yer verildiğini hatırlatarak, “Kamusal görev, bir kamu yetkisinin kullanılması sırasında bir kamusal görev icra etmesi anlamına gelmektedir. Bir başka ifade ile bir kamusal faaliyete katılmak anlamında da kullanılabilir. Burada kamusal göreve fiili bir katılımın olması gerekiyor” tespitlerinde bulundu.

Arvas’ın eski bir milletvekili olduğunu, emekli olup olmadığını bilmediğini ifade ederek, “Bu anlamda onu bir kamu görevlisi olarak kabul etmek bana göre mümkün değil. Bir belediye başkan adayının, henüz başkan seçilmeden, belediye başkanı olmadan, sadece aday olmasından dolayı onu kamu görevlisi olarak tanımlamak mümkün değildir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme zorlama bir değerlendirmedir” ifadelerini kullandı.

‘HÜKÜMET YADA KAMUSAL GÖREV YÜRÜTENLERE YÖNELİK AĞIR ELEŞTİRİLERDE BULUNULABİLİR’

Ümi̇t AvciGazetecilerin yazdıklarının hakaret olarak değerlendirilmesine yönelik de ulusal ve uluslararası içtihatlara atıfta bulunarak açıklamalarda bulunan Avukat Ümit Avcı, gazetecilik faaliyetinin bir kamusal denetim olayı olduğunu söyledi. Avcı, denetim faaliyeti yürütüldüğü esnada, hükümet görevlilerinin veya kamusal görevlilerin gazeteciler tarafından hukuksal çerçevede kalmak şartıyla ağır eleştirilere tabi tutulabileceğini hatırlatarak, “Demokratik toplumlarda basın dördüncü kuvvet olarak değerlendirilmektedir. Kaldı ki kamusal görev yürüten veya kamusal görev yürütmeye aday olan kişilerin basın tarafından çalışmalarının denetlenmesi, en ağır şekilde eleştirilmesi AİHM içtihatlarında da yer almaktadır” dedi.

Avcı, AİHM kararlarına atıfta bulunarak, yönetim veya kamusal görev çerçevesinde faaliyet yürütenkişilerin, “Hakaret” olarak değerlendirilebilecekleri söylemlerin, AİHM içtihatları çerçevesinde fazetecilik faaliyeti olarak, “Ağır eleştiri” kapsamında değerlendirildiğine dikkat çekti.

‘ŞİKAYET ETME, KAMUSAL DENETİMİ OLUMSUZ YÖNDEN ETKİLEYEBİLİR’

Arvas’ın gazetecileri dava etmesinin kamusal denetimi olumsuz yönden etkileyebileceğine dikket çeken Arvas, “Gazetecilik faaliyetlerini yürüten kişilerin haber yapma, toplumu bilgilendirme görevleri bulunmaktadır. Bu görevi yürütenlere yönelik bu gibi davaların açılması, gazetecilerin görevlerini sağlıklı bir şekilde yürütmesini de olumsuz etkilemekte. Bu da demokratik toplum kriterlerine aykırıdır” dedi.

İsrail’den Türkiye’ye ‘Ticari Misilleme’ Kararı İsrail’den Türkiye’ye ‘Ticari Misilleme’ Kararı

Avcı konuşmasını şu şekilde sonlardırdı:

“Gazetecilerin objektif, nesnel olarak yapacakları eleştiri ve haberlerin kamu görevlileri ve kamu görevi yürüttüğünü söyleyen kişiler tarafından dava edilmesi, gazetecilik faaliyetlerini olumsuz etkileyebileceği gibi, gazetecilerin kamusal görevlerini yapmalarını da engelleyebilir. Hukuk ve demokrasi açısından bakıldığında, yapılan şikayet hukuka aykırıdır. Bundan dolayı ya ‘kovuşturmaya yer yoktur’ veya beraat kararı verilmesi gerekiyor.”  Ai̇hm Kararlari