ÖZEL HABER/ MENŞURE KARAKAYA

VAN- Van’a sınır olan İran’ın Xoy kentinde 28 Ocak 2023 tarihinde yaşanan 5.9 şiddetinde deprem 7 kişinin ölümüne yol açarken yüzlerce insanın ise yaralanmasına neden oldu. Yaşanan bu küçük çaplı yıkıcı deprem Van’da meydana gelebilecek olası bir deprem riskini yeniden hatırlattı. Van TMMOB başkanı Mihail Atik, depremin yarattığı acılara rağmen halen bir önlem ve hazırlık yapılmadığına dikkat çekiyor. Atik, imar barışı ve benzer politikaların deprem risklerini de arttırdığına dikkat çekiyor. Van’ın Erciş ilçesinde 23 Ekim 2011 yılında yıkıcı bir deprem meydana geldi. Yaşanan deprem sonrası özellikle birçok bina ağır hasarlı olarak tespit edildi. Ancak daha sonra bina sahipleri ağır hasarlı binaları hafif hasarlı olarak kayıtlara geçmelerini sağladı. Son süreçlerde bölgede yine şiddetli artçı depremler yaşanmakta ve dolayısıyla bölgede son dönemlerde yaşanan küçük çaplı depremler ikinci bir deprem riski kaygılarını güçlendiriyor. İran’ın Xoy kentinde yaşanan küçük çaplı deprem bir kez daha insan ölümlerine depremlerin değil düzensiz yapıların yol açtığını kanıtladı. “ART ARDA YIKICI İKİ DEPREM YAŞANDI” Van’da Erciş merkezli 23 Ekim 2011 yılında 7.2 şiddetinde yaşanan depremde 644 kişi yaşamını yitirirken, 1966 kişi yaralandı ve 252 kişi de binaların enkazlarından çıkarıldı. Depremde ölenler dayanıksız evlerinde ya da binalarında ölüme yakalandılar. Van depreminde en fazla hasar gören ve yaşamını yitiren insan sayısının olduğu ilçe olan Erciş’te deprem sonrası yaşananları araştırdık. Van depremin birinci haftasında bölgede büyüklüğü 4,0-4,9 arasında değişen deprem sayısı 187, 5’ten büyük olan deprem sayısı ise 13 olmuş, ilk ay içinde bölgede her gün ortalama 180 artçı deprem meydana gelmişti. Depremin yaralarını sarılamazken Van’da bu defa 9 Kasım 2011 yılında 5.9 şiddetinde Edremit merkezli ikinci yıkıcı deprem meydana geldi. Yaşanan depremde ise, 2’si otel toplamda 25 bina yıkıldı ve 40 kişinin yaşamını yitirmesine yol açmıştı. “VAN VE BÖLGE DEPREM KONUSUNDA ÖNEMLİ RİSKLER TAŞIYOR” Hasar raporu olan binaların çoğu da mantolama ve güçlendirme adı altında yeniden yapılıp halka satıldı ya da kiralandı. İlçede birçok binaya az hasarlı, orta hasarlı ve ağır hasarlı raporlar verildi. Depremin ardından 12 yıl geçti, ancak depremle ilgili gözle görülür bir önlemin alınmadığı bariz bir gerçek. Bölgede faaliyet yürüten STK’lar yaşanan yıkıcı depreme rağmen henüz bir ders çıkarılmadığı görüşündeler. Van TMMOB başkanı Mihail Atik, Van ve bölgenin deprem konusunda önemli riskler taşıdığına dikkat çekerek, bunun bilinmesine rağmen düzensiz yapılanmalara izin verildiğini kaydetti. Atik, “Deprem için bir önlem alınmadığı gibi olası risklere de davetiye çıkarılıyor. 2011 yılı depreminde yaşanan enkaz 7,2 şiddetinde çok daha büyük sonuçlara sebep oldu, buda yaşadığımız kentin depreme karşı duyarsız dayanıksız olduğu gerçeğini göstermiştir. Zira kaybettiğimiz yurttaşlarımız ve yok olan mal varlıklarımızı göz önüne aldığımız da bu ancak standart bir kentte yaşanacak 10 ve üzeri şiddetinde bir deprem ile ifade edilebilir” dedi. “HASARLI BİNALARA OTURUM İZNİ VERİLDİ!” Van’ın şiddetli deprem yaşamasına rağmen bölgedeki yapıların plansız, projesiz mühendislik ve bilimden uzak yapılar olduğunu ifade eden Atik, bazı binaların statik yapılarına bile müdahale ettiğine dikkat çekiyor. “Depremden sonra ilgili kurumlar(AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Belediye ) hasar tespit çalışmalarını yaptılar ama maalesef yeterince tetkik yapılmadan bazılarına da sadece dıştan bakarak hasar tespit çalışmaları yaptı” diyen Atik şöyle devam etti. “ Tespit edilen ağır hasarlı yapıların yıkılmaması için tespit tutanaklarında hasar durumlarının değiştirilmesi, bürokrasi ile yıkımın ertelenmesi ve sonrasında da unutulması veya ihmal edilmesi sonucunda binlerce yapı makyajlanarak yeniden ‘oturmaya elverişli’ diye kullanıma açıldı. Bugün mühendislik ve bilim esas alınarak kentte ki hasar tespit çalışmaları yapılması durumunda binlerce yapının yıkılması demek olacaktır. Ama maalesef rantı hedef alan hiçbir anlayış buna izin vermeyecektir.” RANT DEPREM RİSKİNİ UNUTTURDU Depremin ardından kısa bir süre geçmesine rağmen insanların yeni binalar yapmak için yarışa girdiğine dikkat çeken Atik, yaşanan rant telaşının deprem riskini unutturduğunu söyledi. Atik,” Depremden sonra kentte konut ihtiyacı çok elzem hale geldi bunu fırsat bilenler adeta konut yapma yarışına girdiler, belediyelerden imar planları çıkarıldı, düzensiz, tetkiksiz rantı esas alan bu planlar ardı ardına yayınlandı akabinde kent tam bir şantiye sahasına dönüştü, ucuz maliyet ve büyük karlar herkesi işin ehli olsun olmasın konut yapmaya sevk etti, asıl korkunç olan bu durumdu zira kar hırsı kimilerinin gözlerine perde indirdi, bu süreçte yapılan yapıların büyük çoğunluğu deprem gerçeğini göz ardı edilerek inşa edildi, projeler yeterince hassas hazırlanmadı, gerçek parametreler üzerinden hesaplamalar yapılmadı, müteahhit için azami kar esas alınarak yapılan bu çalışmalar bugün hepimiz için kaygı vericidir” diye belirtti. “ODAMIZIN DENETİM YETKİSİ ELİNDEN ALINDI” 23 Ekim 2011 depremi sonrası yeni binaların olası bir deprem riskine karşı denetlemeleri için ilgili kurumlardan yetki aldıklarını ifade eden Atik, ancak bir süre sonra bu denetim yetkisinin ellerinden alındığını ifade ediyor. Atik sözlerinin devamına şöyle devam etti. “Öncesinde belediyeler ile yaptığımız protokoller sonucunda proje kontrol ve denetimleri odamız tarafından yapılırken maalesef kayyum süreci ile beraber odamızın bu yetkileri sonlandırıldı, bununla beraber kalifiye birçok meslektaşımız ihraç edildi dolayısıyla olası bir depreme karşı kaygılıyız.” “ İMAR AFFI RİSKLERİ BERABERİNE GETİRDİ” Van’da yaşanan 2011-2012 depreminden sonra yapılaşma depremi odağına almadığı gibi 2018 yılında imar affı ile beraber ruhsatsız birçok yapıya kullanım izin belgesi verildiğine dikkat çeken Atik, “Ölüme davetiye çıkaran bu uygulama korkunç sonuçlar doğuracaktır. Yine gündem de olan başka bir imar affı ise 2017 tarihinden sonra yapılmış fazla katlara ve ruhsatsız yapılara kullanım izni belgesinin verilmesi öngörülüyor. Yoğun depremselliğe sahip bu kentte bu tarz uygulamalar ve kontrolsüz plansız yapılar maalesef korkunç sonuçlara gebedir. Yakın zamanda deprem uzamanı Prof. Dr. Naci Görür hocanın, 2011 depreminde tetiklenen yeni bir fay hattının varlığına dikkat çekmesine rağmen o fay hattının olduğu bölgenin imara açılması ve yüksek katlara müsaade edilmesi anlaşılır değildir. Zira iskele caddesinden başlayıp sanayi bölgesinden geçen bu fay hattı günde güne stres biriktirmektedir, olası bir kırılmada Van tarihinde ki en büyük depremi yaşayabilir. Toplum olarak tecrübe etmeden ders almayacağımız çok aşikar. Üzülerek ve kaygılanarak belirtmek durumdayım bu kent ne deprem anında ne depremden sonra olası bir depreme hazır değildir.”