Erzincan’da yaşanan maden faciasına ilişkin basın açıklaması düzenleyen KEKS Van Şubeler Platformu, “Çöpler Kompleks Maden İşletmesinde gerçekleştirilen sömürge madenciliği ile yalnızca doğamız ve kaynaklarımız değil, yaşamlarımız da katlediliyor” ifadelerine yer verildi.

AJANS65 TV - Erzincan’ın İliç İlçesine bağlı Çöpler maden sahasında yaşanan büyük facia sonrasında basın açıklaması yapan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu(KESK) Van şubesi basın açıklaması düzenledi.

Şube binasında düzenlenen basın açıklamasına KESK’e bağlı sendikalar ve yönetilicileri katıldı. Basın açıklamasını okuyan Yol Yapı Sen Van Şube Başkanı Şemsettin Bakır, 13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan İliç'te bulunan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş ortağı SSR Minig tarafından işletilen Çöpler Kompleks Maden İşletmesinde toprak kaymasının meydana geldiğini hatırlatarak, bu toprak kaymasında 9 işçinin göçük altında kaldığını, tonlarca siyanürlü solüsyon ve toprağın çevreye saçıldığını söyledi.

‘BÖLGEDE AKTİF FAY HATTI BULUNMUKTADIR’

Bakır, “Faaliyete girdiği 2008 yılından itibaren birbiri ardına ortaya çıkan çevresel felaketlerle sıklıkla gündeme gelen, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş ve SSR Minig tarafından işletilen Çöpler Kompleks Maden İşletmesinde gerçekleştirilen sömürge madenciliği ile yalnızca doğamız ve kaynaklarımız değil, yaşamlarımız da katlediliyor. Çöpler Kompleks Madeninin faaliyete geçtiği bölgede aktif Bingöl-Yedisu Fay Hattının bulunmasını dikkate bile almadı” şeklinde konuştu.

Bakır, faaliyete girdiği yıldan bugüne, mevzuatın dolanılarak parça parça hazırlanan projelerle devasa nitelik kazanan Çöpler Kompleks Maden İşletmesinin yarattığı tahribat ve oluşturduğu tehlikenin TMMOB ve Bilim insanları tarafından daha önce de pek çok kez kamuoyuna açıklandığını ve yetkililere tehlikenin büyüklüğünün dile getirilduğunu aktardı.

UYARILAR DİKKATE ALINMADI

Bakır şu ifadeleri kullandı:

“Her açıklamalarında İliç sahasında yaşanabilecek kayma defaatle vurgulanmış olmasına karşın; ne Bakanlık ne yerel idare uyarıları dikkate alınmamış, göz ardı edilmiş, bugün yaşanan felakete yol açılmıştır.

2021 yılında "Çöpler Kompleks Madeninde kapasite artışı ve ek tesisler yapılmasına yönelik projeye verilen “ÇED Olumlu” kararının iptali istemiyle davalar açılmış açılan davalarda; projenin çevre üzerinde yarattığı ve yaratacağı tahribat ifade edilmiş; siyanürlü altın madenciliği yönteminin barındırdığı riskler itibariyle vazgeçilmesi gereken bir yöntem olduğu, bölgenin depremsellik ve heyelan açısından tehlikeleri de ayrıntıları ile vurgulanmıştır.

Eskişehir'de Cengiz Holding'in Madencilik Projesine Büyük Tepki: "Doğamıza, Toprağımıza Sahip Çıkacağız" Eskişehir'de Cengiz Holding'in Madencilik Projesine Büyük Tepki: "Doğamıza, Toprağımıza Sahip Çıkacağız"

‘2022 YILINDA BORULARDA YIRTILMA OLUŞTU’

Tüm bunlara karşın üstelik yargılama sürerken tam da açılan davalarda belirtiği riskler gerçekleşmiş ve 2022 yılında siyanürlü solüsyon taşıyan borularda yırtılma neticesinde siyanürlü solüsyon sızdırmazlık alanı dışına taşarak çevresel tahribata neden olmuştur. Mahkemece bilirkişi heyetine ve raporuna sunulan itirazlar, hukuka aykırılık iddialar karşılanmadan, yalnızca ÇED raporundan alıntılarla davanın reddine karar verilmiştir.

21 Haziran 2022 tarihinde siyanür içerikli solüsyon taşıyan boru hattında oluşan yırtılma nedeniyle siyanürlü solüsyonun çevreye yayıldığı bölgede yaşayan halk tarafından fark edilmiş akabinde bazı STK’lar tarafından da suç duyurusunda bulunulmuştur.

‘5 GÜN SONRA PARA CEZASI KESİLDİ’

Madende yaşanan suça konu olayların ülke genelinde yaygın tepkilere yol açmasının ardından yetkililer tarafından ancak olaydan günler sonra bir açıklama yapılabilmiş; yaşanan felaketin üzerinden geçen 5 günün ardından ancak şirket hakkında para cezası uygulanmış "analiz sonuçlarına göre ise lüzum görülen alanlarda çevresel iyileştirme çalışmalarına devam edileceği" beyan edilmiştir.

Kamuoyunda tepkilerin büyümesi ve sürmesi ile yaşanan felaketin üzerinden geçen 6 günün ardından şirketin faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilmiştir. Akabinde ise hiçbir şey olmamış gibi durdurma kararı kaldırılmış ve şirket faaliyetlerine devam etmiştir.

Savcılık tarafından ise yalnızca Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve yöneticileri hakkında ‘çevrenin taksirle kirletilmesi sonucu toprakta, suda, havada kalıcı etki bırakması’ suçundan soruşturma yürütülmüş ve neticesinde taksirle işlenen suç bakımından gerekli ödeme (16 milyon TL) yapıldığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. 2023 Yılında aynı ortak şirketlere 7,2 milyon dolar ( O günkü Kur ile 140 milyon dolar) vergi affından yararlandırılmıştır.

Bütün bunlar yapılırken doğa savunucularının, bölge halkının ve bilim insanlarının itirazları iktidar tarafından duyulmadı, defaatle uyarıda bulunulmasına rağmen faaliyetlerin durması bir yana; 2023 yılında Çöpler Kompleks Madeni Açık Ocak Genişleme projesine ilişkin olarak ÇED Gerekli Değildir kararı verilmiştir.

Altın madenciliğinde, İliç işleminde kullanılan siyanür ve ortaya çıkacak diğer ağır metallerin çevre ve insan sağlığı için olumsuz etkiler yaratacak olası bir risk ve tehdit unsuru oluşturduğu; özellikle çok kuvvetli bir zehir olan siyanürün toprağa, suya ve havaya karıştığı zaman her türlü canlı açısından zararlı olduğu; dolayısıyla proses gereği atık barajlarına pompalanan siyanürlü atıkların, geçirimsiz olarak planlanan bu atık barajlarından oluşabilecek sızıntılar nedeniyle su kaynaklarına ve diğer kullanım alanlarına ulaşma olasılığı bulunduğu ve siyanürlü altın madeni işletilmesinde risk unsurunun ön plana çıktığı, ayrıca aynı risk sebebiyle bu bölgelerdeki flora ve faunanın da bozulma tehditti altında kaldığı bugüne değin yapılan çalışmalar, yargı kararları ve akademik raporlar ve esasında yaşanan çevre felaketleri olabileceği bilinmesine rağmen siyanürle altın çıkarılmaya devam edilmiştir.

Maden ocağından çıkarılan işlenmiş topraktır. Altının çıkarılması için işlenen zehirli siyanürlü madde ve onun için kimyasal kullanılan, altını ayırmak için işlemden geçirilen toprak bu maalesef. Üst üste yığılmış bir dağ gibi bir yığın olmuş. Bu mevki Fırat Nehrine ’de 700-800 metre mesafede, çok yakın. Fırat’a karışması demek bütün Ortadoğu da yaşamın bitmesi demektir. Fırat’a ulaşması acilen önlenmelidir, o vadinin önü acilen kapatılmalıdır.

Bu yaşananların sorumlusu, faaliyeti yürütenler kadar yürümesine olanak sağlayan, izin verenler, ülkemiz kaynaklarının, doğamızın bir grup yabancı sermayenin çıkarları uğruna yağmalanmasına göz yumanlardır. İvedilikle sonuçlandırılması yasa ile zorunlu tutulan davaları sürüncemede bırakan, uzamasına neden olan, üzerinden yıllar geçmesine karşın halen yürütmenin durdurulması talebini dahi karara bağlayamayanlardır.

Bir kez daha sesleniyoruz; madenlerimiz ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının yağma alanı olmaktan çıkarılmalı, İliç’te yaşanan felaketin tüm sorumluları yargı karşısında hesap vermeli, tüm ÇED kararları kararı iptal edilmeli ve işletme derhal kapatılmadır.

İliç yığının kaymaması için stabilite hesapları yapıldı mı? Bölgenin depremsellik haritasına uyuldu mu? Kayma sonucunda ne kadarlık alanı etkileyeceği hesaplandı mı? Çıkarılan altında elde ettiğiniz karlar; muhtemel canlara, çevreye ve doğaya verdiği zarara değdi mi?

Bu tür faciaların yaşanmamasının yolunun mühendislik bilgi ve disiplinini terk etmemekten geçtiğini hatırlatır, madende çalışan işçiler ve ailelerine; yöre halkına ve halklarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunar, toprak altında kalan işçilerimizin bir an önce sağ salim kurtarılarak yakınlarına kavuşmalarını diliyoruz.(HABER MERKEZİ)