VAN-İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi, bölgedeki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair kapsamlı bir raporunu kamuoyuyla paylaştı. Cezaevi komisyonu adına  İHD Van Şubesi Eşbaşkanı Avukat Mehmet Salih Coşkun'un yaptığı açıklamada, cezaevlerindeki koşulların endişe verici olduğuna vurgu yapıldı.

Coşkun, raporlarının hazırlanmasında sahadan gelen verilerin titizlikle incelendiğini belirtirken, cezaevlerindeki insan hakları ihlallerinin artarak devam ettiğine dikkat çekti. İHD'nin bu raporuyla yetkilileri ve kamuoyunu bilgilendirerek adımlar atılmasını sağlamayı amaçladığı ifade edildi.

Açıklamada, "Cezaevlerindeki insan hakları ihlalleri alarm verici boyutlara ulaşmış durumda. Mahkumların yaşam koşulları ve temel hakları ciddi şekilde ihlal ediliyor. Bu durumun derhal düzeltilmesi ve cezaevlerindeki insan hakları standartlarının yükseltilmesi için gerekli adımların atılması gerekiyor" denildi.

İHD Van Şubesi'nin raporunda, cezaevlerindeki temel hak ihlalleri, sağlık koşulları, beslenme, ulaşım ve iletişim imkanlarının yetersizliği gibi konuların detaylı bir şekilde ele alındığı belirtildi. Raporda ayrıca, tutuklu ve hükümlülerin adil yargılanma hakkının da ihlal edildiği vurgulandı.

İHD Van Şubesi, cezaevlerindeki insan hakları ihlallerinin son bulması ve tutuklu/hükümlülerin insanlık onuruna uygun koşullarda tutulması için yetkilileri göreve çağırdı.

Bu rapor, Türkiye'deki cezaevlerindeki insan hakları durumunun yakından takip edildiğini ve sivil toplum örgütlerinin bu konuda duyarlılık gösterdiğini bir kez daha ortaya koydu.

Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara derhal son verilmelidir.

Ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen mahpusların aileleri kapalı görüş yapabilmek için uzun seyahatler yapmak durumunda kalmakta, bu durum mahpus ailelerinin sağlığını da riske atmaktadır. Bu sebeple mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkanı sağlanmalıdır.

Hapishanelerde yüzlercesi ağır, binlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen, sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta mahpusların Sağlık Hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir. Ağır hasta mahpusların infazları durdurulmalı ve derhal tahliye edilmeleri için gerekli işlemlerin yapılmalıdır. Yine bütün hasta mahpusların insan onuruna yakışır bir şekilde eksiksiz olarak tedavileri sağlanmalıdır.

Hukuka aykırı olan “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başlamıştır. Bu uygulamaya derhal son verilmelidir.

Mahpusların aileleri ve yakınları üzerinde oluşturulan yargı baskısı ile mahpuslara para yatırmanın suç olarak değerlendirilmesi sonucunda başta yabancı uyruklu mahpuslar olmak üzere tüm mahpuslar hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmekte, bu da hem fiziksel hem de ruhsal sorunları, ihlalleri beraberinde getirmektedir. Yargı baskısına uğrayan kişilerin de gözaltına alınması, davalar açılması ve tutuklanması da ayrıca yakınları üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açmakta, işlerinden olmakta, özgürlüklerinden mahrum bırakılmakta ve sosyal olarak da zarara uğramaktadırlar. Sonuç olarak, hapishanelerde bulunan mahpusların hesabına para yatırılması suç değildir. Aileleri, yakınları ve avukatları üzerinde oluşturulan yargı baskısına son verilmeli ve yasa iptal edilmelidir.


İHD Van Şubesi'nin cezaevlerindeki hak ihlallerine dair yaptığı açıklamanın devamında, mahpusların dış dünya ile iletişim kurması ve toplumla bağlarını sürdürebilmesinin önemi vurgulandı. Açıklamada, "Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara derhal son verilmelidir" denildi.

Ayrıca, ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen mahpusların aileleriyle görüşebilme imkanlarının sınırlı olduğu ve bu durumun aileler üzerindeki yükünü artırdığı belirtildi. Açıklamada, "Ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen mahpusların aileleri kapalı görüş yapabilmek için uzun seyahatler yapmak durumunda kalmakta, bu durum mahpus ailelerinin sağlığını da riske atmaktadır. Bu sebeple mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkanı sağlanmalıdır" ifadelerine yer verildi.

İHD Van Şubesi'nin raporunda ayrıca, cezaevlerindeki hasta mahpusların durumu da ele alındı. Uluslararası sözleşmelere rağmen hasta mahpusların sağlık haklarının ihlal edildiği ve infazların durdurulması çağrısı yapıldı. Açıklamada, "Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen, sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta mahpusların Sağlık Hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir. Ağır hasta mahpusların infazları durdurulmalı ve derhal tahliye edilmeleri için gerekli işlemlerin yapılmalıdır. Yine bütün hasta mahpusların insan onuruna yakışır bir şekilde eksiksiz olarak tedavileri sağlanmalıdır" denildi.

Son olarak, hapishane idarelerinin keyfi uygulamaları ve mahpusların ailelerine yönelik baskılar eleştirildi. Ailelerin mahpuslara para yatırmasının suç sayılması ve buna bağlı olarak ailelerin maruz kaldığı yargı baskısı kınandı. Açıklamada, "Mahpusların aileleri ve yakınları üzerinde oluşturulan yargı baskısı ile mahpuslara para yatırmanın suç olarak değerlendirilmesi sonucunda başta yabancı uyruklu mahpuslar olmak üzere tüm mahpuslar hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmekte, bu da hem fiziksel hem de ruhsal sorunları, ihlalleri beraberinde getirmektedir. Yargı baskısına uğrayan kişilerin de gözaltına alınması, davalar açılması ve tutuklanması da ayrıca yakınları üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açmakta, işlerinden olmakta, özgürlüklerinden mahrum bırakılmakta ve sosyal olarak da zarara uğramaktadırlar. Sonuç olarak, hapishanelerde bulunan mahpusların hesabına para yatırılması suç değildir. Aileleri, yakınları ve avukatları üzerinde oluşturulan yargı baskısına son verilmeli ve yasa iptal edilmelidir" denildi.

Diğer yandan 27 Kasım 2023 tarihinde Abdullah Öcalan’a özgürlük ve Kürt sorununa çözüm talebiyle başlatılan açlık grevleri de sürmektedir. 

Açlık Grevleri İle İlgili Tespit Ve Gözlemlerimiz İse Şu Şekildedir: 

1-    Rutin Sağlık Kontrollerinin yapılmadığı; Açlık grevinde olan mahpusların bazı hapishanelerde günlük sağlık kontrollerinin hiç yapılmadığı, sağlık kontrollerinin yapıldığı hapishanelerde de revir hekimi tarafından yapılmadığı, bazen sağlık memuru ve bazen de görevli İnfaz koruma memurlarınca yapıldığı,
2-    Greve uygun iaşelerin verilmediği; Grevde olan mahpuslara bazı hapishanelerde hiç iaşe verilmediği, bazı hapishanelerde de tuz, şeker ve karbonat verilirken, yoğurt, meyve suyu vb. iaşelerin verilmediği,
3-    Vitamin ihtiyacının karşılanmadığı; Açlık grevine giren mahpuslar için B1 vitamini hayati önem taşırken, ziyaret edilen hapishanelerin bir kısmında her gün verilmesi gereken B1 vitamininin bazı hapishanelerde grevin son günlerinde temin edildiği bazı hapishanelerde ise B1 veya B12 komplex vitamininin hiç verilmediği,
4-    Mahpuslara farklı disiplin cezaları verildiği; Açlık grevleri nedeniyle disiplin soruşturmaları açılmış, greve giren mahpuslara disiplin cezaları verilmiş, “kültürel ve spor etkinliklerinden alıkoyma” disiplin cezaları verildiği gibi bazı hapishanelerde “haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama” şeklinde disiplin cezalarının verildiği,
5-    Grevden kaynaklı “tecrit” uygulandığı; Ziyaret edilen bazı hapishanelerde greve giren mahpusların diğer mahpuslardan uzaklaştırıldığı ve ayrı bir koğuşa(bölüme) alındığı,
Açlık grevinde olan mahpusların sağlık ve yaşam haklarının korunması ve açlık grevlerinin sonlandırılması amacıyla makul ve yasal mevzuata uygun taleplerinin kabulü ile hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin son bulması için başta Adalet Bakanlığı olmak üzere görevli ve yetkili tüm kurum ve kuruluşları derhal harekete geçmeye ve duyarlı olmaya çağırıyoruz. 

Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.


Diğer yandan 27 Kasım 2023 tarihinde Abdullah Öcalan’a özgürlük ve Kürt sorununa çözüm talebiyle başlatılan açlık grevleri de sürmektedir. 

Eşini Katleden Erkek İntihar Etti Eşini Katleden Erkek İntihar Etti

Açlık Grevleri İle İlgili Tespit Ve Gözlemlerimiz İse Şu Şekildedir: 

6-    Rutin Sağlık Kontrollerinin yapılmadığı; Açlık grevinde olan mahpusların bazı hapishanelerde günlük sağlık kontrollerinin hiç yapılmadığı, sağlık kontrollerinin yapıldığı hapishanelerde de revir hekimi tarafından yapılmadığı, bazen sağlık memuru ve bazen de görevli İnfaz koruma memurlarınca yapıldığı,
7-    Greve uygun iaşelerin verilmediği; Grevde olan mahpuslara bazı hapishanelerde hiç iaşe verilmediği, bazı hapishanelerde de tuz, şeker ve karbonat verilirken, yoğurt, meyve suyu vb. iaşelerin verilmediği,
8-    Vitamin ihtiyacının karşılanmadığı; Açlık grevine giren mahpuslar için B1 vitamini hayati önem taşırken, ziyaret edilen hapishanelerin bir kısmında her gün verilmesi gereken B1 vitamininin bazı hapishanelerde grevin son günlerinde temin edildiği bazı hapishanelerde ise B1 veya B12 komplex vitamininin hiç verilmediği,
9-    Mahpuslara farklı disiplin cezaları verildiği; Açlık grevleri nedeniyle disiplin soruşturmaları açılmış, greve giren mahpuslara disiplin cezaları verilmiş, “kültürel ve spor etkinliklerinden alıkoyma” disiplin cezaları verildiği gibi bazı hapishanelerde “haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama” şeklinde disiplin cezalarının verildiği,
10-    Grevden kaynaklı “tecrit” uygulandığı; Ziyaret edilen bazı hapishanelerde greve giren mahpusların diğer mahpuslardan uzaklaştırıldığı ve ayrı bir koğuşa(bölüme) alındığı,
Açlık grevinde olan mahpusların sağlık ve yaşam haklarının korunması ve açlık grevlerinin sonlandırılması amacıyla makul ve yasal mevzuata uygun taleplerinin kabulü ile hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin son bulması için başta Adalet Bakanlığı olmak üzere görevli ve yetkili tüm kurum ve kuruluşları derhal harekete geçmeye ve duyarlı olmaya çağırıyoruz. 

Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.

İhd Cezaevi̇ Raporunun Tamamini Okumak İçi̇n Buraya Tikla [1]

Editör: İdris YILMAZ