Bilici ve Temel: Yolsuzlukla Mücadele Etmeye Geliyoruz Bilici ve Temel: Yolsuzlukla Mücadele Etmeye Geliyoruz

105 hikayenin derlenerek, hazırlanan kitapta geçmişten günümüze bilinen kısa hikayeler alıyor. Kendal romanının konusu yüz yıl öncesine ait bir olaydan yola çıkarak, kurgu tekniği ile akıcı bir dille hazırlanan eserler olarakbiliniyor. “Hikayeler dinleyerek, ders çıkarmalıyız, dürüst olacağız” Emekli öğretmen Mehmet Akar’ın kendi hikaye kitabından okuduğu hikayeleri dinleyen Mehmet Çelik; “Hikayeler dinleyerek, ders çıkarmalıyız, dürüst olacağız. O hikayelerden ders çıkarmalıyız. Daha önceleri anne ve babalarımızda bizlere bu hikayeleri anlatıyordu. Seyda bizlere hikayeler okudu. Onlardan ders çıkardık. Günlük yaşamımızda nasıl davranılacağını daha iyi öğrendik. Dürüst olacağız. Kimseye karşı kin ve nefret düşünmeyeceğiz” diye konuştu. “Hikayeler çok güzel, çok bilgilendik” Hünkar Tekbaş adlı çocukta kendilerine anlatılan hikayeleri oldukça sevdiğini belirterek; “Seyda bizlere çok güzel hikayeler anlattı. Bizlere babalarımızın, dedelerimizin anlattığı hikayeleri anlattı. Hikayeler çok güzel, çok bilgilendik. Seyda’ya teşekkürler ederiz. Seyda’nın anlattığı bir yengeç hikayesi vardı. O hikayeden çok hoşlandım. O hikaye çok güzeldi. Bize nasihatler verdi. Bizlerde o nasihatleri dinleyeceğiz” diye konuştu. “Her hikayede bir marifet, terbiye, ahlak insana sunar” Uçurum manasına gelen “Kendal” adlı Kürtçe hikaye kitabından eserleri çocuklara okuyan Kürt yazar Mehmet Akar ise, “Birkaç Kürt çocukla bir araya geldik. Çocuklara birkaç hikayeyi kitabımdan okudum. Çocuklarda bu hikayeleri dinlediler. Çocuklara ilk okuduğum hikaye “Akıllı kurbağa ile akılsız kurbağaydı.” Bu hikaye çocukların beğenisini kazandı. Bir diğer hikaye ise bir oduncu üzerine yazılmıştı. Bir oduncu baltasını kaybetmişti. Daha sonra Allah’tan baltasını istiyor. Allah’ta ona altın bir balta yolladı. Odun kıran adam dedi ki, “bu benim baltam değil. Baltamı istiyorum.” Bu defa Allah kendisine gümüş bir balta yolladı. Ona da baktık ki, o da baltası değil. Dedi ki, “Buda benim baltam değil. Ben baltamı istiyorum.” Bu defa tahta saplı bir baltayı Allah ona gönderdi. İşte o zaman dedi ki, “benim baltam” budur. Bu dürüst bir harekettir. Allah bu hareketi çok sevdi. Ve dedi ki; “Balta altındı, gümüştü. Tahta saplı baltaydı. Her üç balta senin olsun. Onunla iş yap.” “Fabl biKurdîXweş in, ÇiHebû, ÇiTunebû” Hikaye kitabının ismi budur. 105 hikaye bu kitapta yer almakta. Her Kürt bu kitaba baktığı zaman “bir hikaye varmış” diyecek. Bu hikayeleri ben dinledim ve Türkçe olanları Kürtçe’ye çevirdim. Kürtçe olanları da sadeleştirdim. Bu hikayeler La Fonten’indir. Hikayelerin çoğu La Fonten’in adınadır. La Fonten dışında da birçok insan bu masalları söyler. Her hikayede bir marifet, terbiye, ahlak insana sunar. Bu masal kitabımı Kürt ve Türk çocukları okudukları vakit marifet kapacaklardır. Bu hikayeler Adıyaman’da da söylenmekte. Adıyaman insanları bu hikayeleri bilmekteler. Bir cemaatte bir insan bu hikayelerle söylediklerini pekiştirir. Bu hikayeler her yerde söylenir. Mardin’de de, Van’da da, Adıyaman’da da söylenir. Adıyamanlılarda bu hikayeleri bilirler. İnsanlarımızda bu hikayeleri bilmekteler” ifadelerini kullandı.

Editör: İdris YILMAZ