Gazeteci İdris Yılmaz, Van’da polisin halka şiddet uyguladığına dair sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılanacak. Yılmaz'a, "halkı kanunlara uymamaya tahrik" ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamaları yöneltildi. Bu suçlamalar, Abdullah Zeydan’ın Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmesine rağmen mazbatasının verilmemesi üzerine kentte gerçekleşen protestolar sırasında yapılan bir sosyal medya paylaşımına dayanıyor. Yılmaz, söz konusu paylaşımda, "Van'da polislerin rastgele sivilleri darp ettiği iddia ediliyor" ifadelerine yer verdi. Protestolar sırasında polis müdahalesini eleştiren bu paylaşım, Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava gerekçesi yapıldı.

İddianame: Basın Kartı Suçlama Konusu Oldu

İdris Yılmaz hakkındaki iddianamede, savcılık, Yılmaz’ın basın kartı olmamasını da suçlama gerekçesi olarak gösterdi. İddianamede, Yılmaz’ın yalan haber yayarak kolluk kuvvetlerine karşı önyargı oluşturmayı amaçladığı iddia ediliyor. Savcı, Yılmaz’ın paylaşımlarını, halkı devlete karşı kışkırtma olarak değerlendiriyor.

İddianamede, üç ayrı suçlama yer alırken, bunlardan biri **TCK’nin 217/A maddesinde düzenlenen "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlaması** olarak belirtiliyor. Savcılık, İdris Yılmaz’ın paylaşımlarının, kamu düzenini bozma ve devlete olan güveni sarsma amacı taşıdığını öne sürdü. 

Ağrı'da Trafik Kazası: Ölü ve Yaralılar Var Ağrı'da Trafik Kazası: Ölü ve Yaralılar Var

Dava Süreci Başlıyor

Erciş 4. Asliye Ceza Mahkemesi, Yılmaz’a yönelik suçlamaları kabul etti ve davanın ilk duruşmasını 14 Kasım 2024 tarihinde yapacak. Mahkeme, hazırlanan iddianamede, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasını kapsam dışı bıraksa da, Yılmaz’a yöneltilen diğer suçlamalar yargı konusu olacak.

İdris Yılmaz: “Bu Dava Gazetecilere Yönelik Baskının Bir Göstergesi”

İdris Yılmaz, kendisine yönelik açılan davanın, Türkiye'de gazetecilerin karşılaştığı baskıların açık bir örneği olduğunu ifade etti. Yılmaz, Van’daki protestolar sırasında kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullandığını vurgulayarak, "Bu tür suçlamalar, gazetecilerin ne kadar büyük bir baskı altında olduğunu gösteriyor. Gazetecilik yaparak halkı bilgilendirmek suç değildir; asıl suç, halkın doğru bilgiye erişimini engellemektir," dedi.

Yılmaz ayrıca, kolluk kuvvetlerinin uygulamalarını eleştiren gazetecilerin hedef alınarak baskı altına alındığını belirtti. "Orantısız güç kullanımı, bir insan hakları ihlalidir. Suç işleyen ben değilim; halkın üzerine orantısız güç kullanan yetkililerdir."

Basın Kartı Görmemezlikten Gelindi

Yılmaz, savcının iddianamede basın kartının olmamasıyla ilgili suçlama getirmesini de eleştirdi. Soruşturma sürecinde basın kartını dosyaya sunduğunu belirten Yılmaz, "Basın kartımı sunduğum halde bu durumun göz ardı edilmesi, savcının tarafsız olmadığını ve keyfi davrandığını gösteriyor" dedi. Yılmaz, bu tür suçlamaların gazetecilerin özgürce haber yapmasını engellemeye yönelik bir girişim olduğunu söyledi.

Basın Özgürlüğü Tehdit Altında

İdris Yılmaz, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik baskıların her geçen gün arttığını belirterek, bu tür davaların, basını susturmaya yönelik adımların bir parçası olduğunu ifade etti. Yolsuzluk, insan hakları ihlalleri ve polis şiddeti gibi konularda haber yapan gazetecilerin hedef alındığını belirten Yılmaz, "Halkı doğru bilgilendirmek bizim görevimiz. Asıl suç, bu bilgilere erişimi engellemeye çalışan sistemdedir" dedi.

Editör: İdris YILMAZ